Şiir Pınarı
  Söz gümüş değil
 


Söz ola, dilini yaka
Öz ola, içine baka
Göz ola, yüreğe aka

Yaş dökünce yürek döker, göz değil
İçerini ateş yakar, köz değil

Dil ola, yüreğe bata
Kul ola, duası tuta
Yol ola, yollardan öte

Hakka ulaşmazsa o yol, yol değil
Hakikat hırkası dardır, bol değil

Söz ola dillere düşe
Saz ola kollara düşe
Tez ola yollara düşe

Aşığı yollara koyan naz değil
Âşıkları ozan kılan saz değil

Sur ola, önüne kona
Nur ola, kandilsiz yana
Hâr ola, ateşi söne

Odun atmayınca soba nâr değil
Titreten yüreğin seni, kar değil

Dar ola, girmeye zora
Şer ola, hayıra yora
Er ola, giymeye kara

Vardığın yer, bulunduğun yer değil
Her şey göründüğü gibi şer değil

Yol ola kervanlar geçe
Gül ola goncalar aça
Dil ola avular saça

Dudaktan dökülen her söz bal değil
Dinliyorsan, sözlerim masal değil

Aş ola, helalce yene
Taş ola, sofraya kona
Eş ola, yokluğa kana

Unutma ki dört mevsim de kış değil
Tevekkülün karşılığı boş değil

Az ola, ellere düşe
Tez ola dallara düşe
Öz ola, ballara düşe

Az, kıymetin bilmeyene haz değil
Göz, görmesin bilmeyene göz değil

İş ola gelmeye başa
Düş ola görenler şaşa
Diş ola haram bulaşa

Haram varsa, o yediğin aş değil
Helal nimetin tadıyla eş değil

Kör ola, gire dikene
Ter ola, düze çıkana
Zor ola, gücü tükene

Yanlış yola saptıran teker değil
Bu beden her yükünü çeker değil

Sel ola, ne varsa yuta
Dal ola, uzanan tuta
Dil ola, erer sükûta

Konuşmayan diller lâl olmuş değil
Sükût olan yerde söz gümüş değil
 
 
  Toplam 32441 ziyaretçi (53342 klik) buradaydı  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol